Bakan Şimşek'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

"İç talep hala güçlü seyrediyor. Dün merkez bankamız bu değerlendirmeleri paylaştı. Biz önünüzdeki dönemde bu ekonomideki iyileşmenin devam edeceğini düşünüyoruz. İç talep bir miktar daha yumuşayacak.

Net ihracatın katkısı hem bizim uyguladığımız politikalar hem de ana ticaret ortaklarımızdaki toparlanmayla birlikte iyileşecek. Bizim ihracatta ana pazarlarımız Avrupa Birliği, Orta Doğu, Kuzey Afrika gibi bölgeler. Bu bölge Türkiye ihracatının yüzde 70’inin üzerinde bir orana tekabül ediyor.

Bu sene AB’de toparlanma bekleniyor aynı Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da da büyüme hızlanacak. Dolayısıyla ihracatçılarımız için pazar büyüyor olacak. Bizim için esas olan rekabet gücü ve verimliliği artırarak dünya pazarlarından daha büyük pay almaktır.

Kur sübvansiyonuyla, faiz sübvansiyonuyla bir yere varamayız. Geçmişte arzuladığımız sonuçları alamadık.

Kamu bankaları örnek oluyor. ATM ortak havuzu kuruyorlar böylece verimliliği artırıyorlar, müşteri memnuniyetini artırıyorlar ve tasarruf sağlıyorlar. Dolayısıyla bizim bütün sektörlerde bu anlayışla hareket etmemiz lazım. Çünkü dünyadan başka pazar payı almanın başka yolu yok.

Bizim büyümemiz kompozisyondaki iyileşme programın çalıştığını gösteriyor. Bu sürdürülebilir yüksek büyümeye doğru önemli bir çıkıştır.

Cari açık geçen sene mayıs ayı itibariyle yıllık cari açık 60 milyar doların üzerindeydi. Şubat ayında 32 milyar doların altına düştük. Mayıs ayı itibariyle muhtemelen 30 milyar doların altına düşmüştür. Bu sene cari açığı biz milli gelire oran olarak yüzde 2,5’in altına çekmeyi ümit ediyoruz.

Aslında altın ithalatındaki normalleşme bunu beraberinde getirir. Altına yönelik bir kota uygulamasına gittik tabii çıkar çevreleri memnun değil. Kusura bakmasınlar. Bir metali ülkede olmayan döviz kaynaklarıyla ithal edilecek ondan sonra bir köşede atıl olarak durmasının neresi memleketin menfaatine oluyor. Vatandaşlarımızın tercihine saygılıyım ama biz ülkemizin menfaatine kaynaklarımızı etkin bir şekilde yatırıma üretime dolayısıyla istihdama, ihracata dönüştüreceğiz.

Finansmana erişimde şu anda sorun yok. Türk bankaları ve şirketleri küresel finansmana erişimde giderek çok daha iyi bir noktaya geldiler. Geçen senenin ilk 5 ayında bankalarımız dış borç çevirme oranları yüzde 96’idi. Bugün bankalarımız dış borç ödediğinde 148 dolar bulabiliyorlar. Program çalışıyor türkiyeye kaynak geliyor.

Kredi derecelendirme kuruluşları bütün bu gelişmeleri fark ettiler şu anda notumuzu artırıyorlar. Hepsinin görünümü pozitif. Bu da şu demek program çalışmaya devam etsin biz notu artırmaya devam edeceğiz diyorlar.

Türkiye’nin risk primi geçen sene bu vakitlerde 700 baz puanın üzerindeydi bugün 300 baz puanın altında yanı 2020 yılının başından bu yana en düşük düzey. Dolayısıyla finansman maliyetimiz azalıyor.

Bazı vergileri artırdık bu sene artırmayacağız. Enflasyon bir yıllık olduğu için önümüzdeki temmuz ağustos ayında bu sistemden çıkınca kalıcı bir şekilde enflasyon aşağıya gelecek.

Türkiye’nin kamu bilançosu iyileşiyor program çalışıyor ve biz bütçe açığını aşağıya çekeceğiz.

Önümüzdeki dönemde kamu maliyesine ilişkin birçok hususta adım atacağız. Pazartesi günü Cumhurbaşkanı Yardımcımızla birlikte Tasarruf Verimlilik Paketini açıklayacağız. Bu ilk bu son olmayacak. Buna benzer yoğun bir şekilde yaptığımız çalışmalar var. Önümüzdeki dönemde dezenflasyon programını ve sürecini nasıl güçlendireceğiz ona yönelik çalışmalarımızı aralıksız devam ettireceğiz.

Bizin en büyük önceliğimiz vatandaşımızın hayat pahalılığı baskısını azaltmaktır. En önemli hedefimiz enflasyonu tek haneye düşürmektir. Bunun için maliye politikasında ne gerekiyorsa yapacağız. "