Çin’in otomotiv devi GWM Şirketi’nin Umman’daki satış şebekesi hizmete girdi, Geely şirketinin Geometry E markalı araçları Rwanda’da tüketicilerin en çok tercih ettikleri elektrikli araçlar arasında yer aldı... Son yıllarda, Çin menşeli yeni enerjili araçlar yabancı piyasalarda tüketicilerin göz bebeği haline geldi. Bu araçlar, Çin’deki kaliteli kalkınmaya ivme kazandırırken, küresel yeşil ve düşük karbonlu gelişmeye de dinamizm kattı.

2023 yılında Çin’deki yeni enerjili araçların üretimi 9 milyon 587 bin ve satışı da 9 milyon 495 bin adete ulaştı. Çin, bu sayılarla ardı ardına 9 yıl dünya birinciliğini korudu. Bu bağlamda, Çin’in gerçekleştirdiği yeni enerjili araç ihracatı yüzde 77.6 oranında artarak, 1 milyon 203 bin adete ulaştı. Bu yılın ilk çeyreğinde Çin’in gerçekleştirdiği yeni enerjili araç ihracatı ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23,8 oranında arttı. Çin’in yeni enerjili araç üretimi ve satışı yüksek seviyede seyretti, bu, sözde “Çin’in aşırı üretim kapasitesi, küresel piyasayı olumsuz etkiledi” iddiasının baştan sona bir yalan olduğunu kanıtladı. 

Nitekim, ABD gibi Batı ülkelerinde reel ekonominin finansallaşması ve endüstrinin yıpranması giderek şiddetleniyor, bu ülkelerin imalat avantajları hızla zayıflıyor. Bu nedenle ABD gibi Batı ülkeleri Çin gibi yeni yükselen ülkelerin endüstriyel gelişmesine baskı yapmaya ve kısıtlamaya, küresel iş dağılımındaki tekel statülerini korumaya çalıştı. ABD’nin uydurduğu sözde “aşırı üretim kapasitesi” iddiası aslında bu ülkelerin “aşırı endişelerinden” kaynaklandı. 

Birincisi, Çin dünya çapında ileri yeni enerji teknolojilerine sahip. Çin, küresel yeni enerji gelişmesinin bir engeli değil, itici gücüdür. Yeni enerjili araçların kritik halkası olan pilleri örnek olarak alalım: Çin CATL Şirketi’nin geliştirdiği CTP 3.0 teknolojisine dayalı Qilin pili, bir defa şarj edilerek aracın 1000 kilometre katetmesini sağlıyor. Pil gibi kritik teknolojilerde atılım niteliğinde ilerlemeler kaydedilmesiyle birlikte, Çin’in geliştirdiği yeni enerjili araçlar daha güvenli oldu, daha uzak mesafe katedebiliyor ve şarj süresi daha kısaldı. Bundan dolayı bir Japon uzman, sözde “aşırı üretim kapasitesi” iddiasının uydurulmasının ana nedeninin bazı Batılı geleneksel otomotiv üreticilerin Çin’deki yeni enerjili araçların büyük gelişme hızından endişe duymaları olduğunu savundu. 

İkincisi, Çin’deki üretim kapasitesi aşırı değil, yetersiz durumda. Dünyanın en büyük yeni enerji araç üreticisi ve satıcısı olan Çin 2023 yılında 9 milyon 587 bin adet üretti ve bunun 1 milyon 203 binlik kısmını ihraç etti. Yani, Çin’in bu konudaki üretim kapasitesinin yaklaşık yüzde 90’ı yurtiçindeki talepleri karşılamak için değerlendirildi. Çin’in ihraç amaçlı yeni enerji aracının üretim kapasitesi halen yetersiz durumda. Öte yandan, Dünya Enerji Ajansı’ndan verilen bilgilere göre, 2030 yılında dünya çapında yeni enerji araç talebi, 2023 yılının 3 katından fazla olacak. Ülkelerin karbon nötrlüğüne kavuşmak için mutlaka yeni enerji araç üretimiyle fotovoltaik elektrik üretimini artırmaları gerekiyor. Yeni enerji alanında öncü rol oynayan Çin bu alanda daha önemli ve aktif rol oynayabilecek. 

Son olarak son yıllarda Çin küresel yeni enerji gelişmeye dev katkı sağladı ve Batılı ülkelerin uydurdukları “küresel piyasayı olumsuz etkiler” iddiası gerçeği yansıtmadı. 2023 yılında dünya çapında yeni artan yenilenebilir enerji üretim kapasitesi 510 milyon kilovatı buldu. Çin’in bu konuda sağladığı katkı oranı yüzde 50’yi aştı. Özellikle Çin’in ürettiği rüzgar enerjisi ve fotovoltaik ürünleri 200’den fazla ülkeye ihraç edildi ve birçok gelişmekte olan ülkenin temiz, güvenilir ve ucuz fiyatlı enerji kullanabilmelerine destek sağladı. 

Dünya Enerji Ajansı Başkanı Fatih Birol basına verdiği demeçte, Çin’in yeni enerji alanında diğer ülkelere sağladığı hizmet ve desteklerin dünya çapında temiz enerji teknolojilerinin erişebilirliğini gözle görülür boyutta artırdığına işaret ederek, bunun küresel yeşil teknoloji kullanım maliyetini düşürdüğünü vurguladı. Çin, nitelikli üretim kapasitesiyle küresel yeşil ve düşük karbonlu dönüşümünü hızlandırıp, tüm dünya ülkelerinin halklarına yarar sağladı ve sorumlu büyük bir ülkenin üstlenmesi gereken sorumluluğunu yerine getirdi.