Özgür Özel'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:

"Biz Beşiktaş operasyonuyla, bu zamların üstünü örtebilir miyiz, vatandaşların çektiği sıkıntıları unutturabilir miyiz diye düşünüyorlar. Recep Tayyip Erdoğan, hiç umutlanmasın köprü geçişlerine yüzde 100 zam yaptıktan 6 ay sonra tekrar zam yaptı. TÜİK'in yüzde 44 enflasyon açıkladığı, asgariye yüzde 30, emekliye yüzde 11 zam verdikleri yerde, milletten boykot bekleyenler, hadi bir operasyon yaptık, burada boğulun vatandaşın derdini, sıkıntısını konuşmayın diyorlar. Eğer vatandaşın derdini konuşmazsak namerdiz.

Ne kasaptaki ne manavdaki yangından haberi var. Gittiğim yılbaşından bu yana 11 şehirde insanlarla görüşmüşüm, bana laf atıyor o işlere bakma bu işlere bak diyor. Ben senin dediğin yere değil, milletin bağrının yandığı yere bakıyorum.

Geçen yılki 17 bin TL'lik asgari ücret geçen yıl 5 çeyrek altın alırken, bu yıl yaptıkları zamla 4.5 çeyrek altın alabiliyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez zam günü hükümet vatandaşın cebinden para çalmıştır. Geçen yıl asgari ücret 57 kilo, bu yıl 37 kilo dana eti alabiliyor.

En düşük emekli maaşı 2002 yılında 8 çeyrek altın alırken, 3 çeyrek altını zor alıyor. 3 çeyrek altın 15 bin TL, 14 bin 500 TL veriyorlar. Ecevit hükümeti, beğenmediği koalisyon hükümeti 8 çeyrek altın veriyordu. 1385 simit alabilirken 964 simit alabiliyor emeklimiz. Bana diyor ki sarraf sarraf gezmeyi sen bana cevap ver.

Tayyip bey sen pazara gidebiliyor musun, sokağa çıkabiliyor musun? İnsanların arasında gezebiliyor musun? Ben merak ettim baktım. Tayyip bey, en son 21 yıl önce pazara çıkmış.

Haberin altında filede olanlar var. Çilek almış, soğan almış, karpuz almış, simit almış, birçok sebze meyve almış ve 29 TL ödemiş. Bugün o fileyi hesapladık 1040 TL olmuş. Yani doldurduğu file 40 kat zamlanmış. Gel fileyi ben tutayım sen doldur, pazara çıkabilecek yüzün kalmış mı bir görelim.

43 büyük şirketin 37'si sıfır lira vergi verdi. Ama Erdoğan bütçeye 701 milyar TL para koydu. Ödenmesi gereken vergi için bu parayı verdi. Türkiye'deki bütün emeklilerin maaşını asgari ücret haline getirmek için 400 milyar TL lazım.

Asgari ücretlilerin yüzünün gülmesi için gereken parayı 40 müteahhit için ayırıyor. Garibana sırtını dönen bir Cumhurbaşkanı var olay budur.

Yaşlı aylığı 4 bin 664 lira olmuş, dul ve yetim aylığı 3 bin 647 lira olmuş. İnsanlara bir günde bir simit parası artış yapmış. Ekmeğe yüzde 25 zam gelmiş durumda. Bunların ortaya koyduğu tablo benim yüzümü kızartıyor. Bunlar sefalet parasını yaşlıya, engelliye vermeye utanmıyorlar.

Bu hafta Meclis'te en düşük emekli maaşı konuşulacak. Hadsiz bakan TV'lerde açıklama yaptı. Bunun için kanuni değişiklik gerekiyor. Tek adam rejimi gelirken biz diyorduk bu olmaz, milletvekilinin itibarı zedelenir diyorduk. Bakan küstah küstah açıklama yapıyor.

Bu Meclis'in onuruyla, haysiyetiyle oynuyorlar. Arkadaşlar bu sefalet maaşına karşı çıkacağız. İtirazımızı bütün Türkiye'ye duyuracağız.

Şimdi 9 maddelik bir kanun teklifi geliyor. Emekli zammının yanına, muhalefetin karşı çıktığı 8 maddeyi o torbanın içine koymuşlar. Sen milletin vekilini kandırmıyorsun, sen milletin bizzat kendisini kandırıyorsun.

Bu söz verip de tutmamayı, AK Parti bu kumpası Meclis'te hayata geçirmeye çalışacak. AK Parti buna da tenezül etti diye ben bunu buradan kayda geçiriyorum.

Yunus Emre Vakfı var. Bu vakıfta yolsuzluk ayyuka çıktı. Suç duyurusundan 1 gün önce vakıf bakanı yurt dışına kaçtı. 2 kişi de görevden istifa etti. Aile Bakanının eşi ve MHP'li Semih Yalçın'ın oğlu suç duyurusundan hemen sonra yargıdan kaçırılmaları için o iki kişi istifa etti. Kimse artık onların peşinde değil.

Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetmenleri, kuruma ağustos ayında yazar ve ilgili defterlerin ibrazını istiyor. Mart 2024'te vakıf cevap yazıyor ve 6 milyon TL'lik ödemeyi yapanlar arasında Semih Yalçın'ın oğlu Kutalmış beyin imzası bulunuyor. 35 milyon TL'lik naylon fatura ödemesi yapılan belgeler de var.

Sinan Ateş ölmeden önce benim kalemimi kırdı o ikisi dedi annesine. Annesi ve karısı bunu da mahkemede söyledi. Bunları madde madde Sayın Bahçeli'ye gönderiyorum.

Hâlâ bu kişiler soruşturulmayacaksa, bu mu hukuk devleti bu mu Türk'ün ahlakı? Birde MEB, Ülkü Ocakları ile protokol yaptı. Ne olacakmış, Ülkü Ocakları gençleri eğitecekmiş. Süleyman Soylu kendisini kurtaramadı ama sıkışınca Devlet Bey'e yanlardı. Ama bu daha iyi günleri, yargının önünde hesap verecek.

Okullara tarikatları sokarak kindar nesil yetiştirecekler şimdi de Ülkü Ocakları'nı okullara sokuyorlar. Gençlere bir derneğe üye olabilirsiniz, başkanınızla ters düşerseniz, Ankara'nın ortasında vurulup cesediniz ortaya düşerse arkadaşınızın, arkanızı döneceksiniz.

İki çocuğunun başını okşamayacaksınız mı diyeceksiniz. Sahte fatura ile 700 milyon TL ödeyen vakfın yönetiminde başkan yardımcımızın oğlu vardık biz sustuk siz de susun mu diyeceksiniz. Okulda çocuklar aç, bu ülkücü nesil yetiştirecekmiş.

CHP iktidarında camiye, okula, kışlaya siyaset girmedi bundan sonra da girmeyecektir. 31 Mart'tan bu yana hazmedemediği başarımız nedeniyle CHP belediyelerine kayyum atıyor.

Belediyeleri silkeleyelim, hizmet ettirmeyelim, belediyenin hizmetlerine çomak sokmaya devam ederken, dün sabah Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'ın evinin kapısı çalındı.

Maksat partinin belediyeciliğini itibarsızlaştırmaktı. Kendilerini bu yarışta rakipsiz kılmak için bunu yaptılar ama bu düşman hukukudur. Tayyip bey döneminde 300 tane soruşturma vardı. Ancak kanuna konmuş ve belediye başkanının sorumlulukları belli.

Yapılan işte bir sorumluluğu yoktu, kollarına polis girdi ve kişinin itibarını yok etmek için bunları yaptılar. Beşiktaş, 31 belediye meclis üyesinin tamamını CHP'ye verdi. 1 tek belediye meclisi üyesi alamadılar.

Bu firma İhsan Aktaş adında, devlet katında itibarlı, birçok kamu kuruluşunun ve dünya kadar AK Parti belediyesinin işini yapan bir kişiydi. En son Bahçelievler Belediyesi'nin ihalesini 564 milyon TL'ye almış. Akın Gürlek denen kifayetsiz, eline yüzüne bulaştırmış iddianameyi.

Bu İhsan Aktaş'ın şirketi bir ihaleye giriyor. İhalede yapmak istedikleri iş Ortadoğu ve Balkanlar'ın en büyük benzin istasyonunu açmak. Bu istasyonu açıyor ancak istediğini alamıyor. Çünkü bölgedeki arazinin iznini alamıyor ve belediyeleri ikna edemeyince AK Parti'den birilerini buluyor, 4 Aralık gecesi köy kanunu görüşülürken, torba yasaya bir madde eklemişler ve akaryakıt istasyonuyla ilgili maddeyi giriyorlar.

Kendisi karayollarından arazi alıyor ama arazisini büyütebilmek için belediyeler izin vermiyor. Çıkan madde akaryakıt istasyonunu büyütmek üzerine bir madde ve bunu bir kişi bilmeden o torba yasanın içine girme ihtimali yok.

İSKİ skandalını ortaya çıkaran da ihbarda bulunan da CHP'dir. Bükemedikleri bileği polisi koç başı olarak kullanıp yıkmaya çalışıyor. Eskişehir'de aş evinin hesabına el koyan bir anlayış var. Bizim belediye başkanımıza itibar suikastı yaptıklarını herkes görüyor.

Sanayi Bakanı bana KAAN uçağının yeşil kartını göstermiş. Bundan önceki Varank da Togg'un anahtarını sallıyordu. Bunlar sizin babanızın malı değil, milletimizin malıdır. KAAN uçtuğunda ilk tebrik tivitini atan benim. Bana bakan ne golü atacak.

Ben de gösteriyorum KAAN'ın yeşil kartını ama ben pahalılığa ve hükümete yine gösteriyorum kırmızı kart. Biz CHP'liler, emeklilere karşı sefalet parası verenlere yine kırmızı kart kaldırıyoruz. Tayyip bey sana sesleniyorum, bu milletin sesini duymazsan milletten göreceğin budur. Getir sandığı göreceksin kırmızı kartı."