DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda 2026 Yılı Bütçe görüşmeleri kapsamında Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerinde söz aldı. Bütçenin daraldığını belirten Ekmen, yap-işlet-devret projeleri hakkında konuştu.

Yap-işlet-devret projeleri hakkında görüşlerini paylaşan Ekmen, “Biz Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın da ifadesiyle bu modeli doğru buluyoruz ama bu modelin hem projelendirme hem finansman hem de uygulamada ciddi bir şekilde sorunlu olduğunu görüyoruz. 2019 yılında garanti ödemeler için 5,1 milyar lira ödeme yapılmışken, bu yıl miktar 101 milyar liraya ulaşmıştır. Bu yıl kadına, gençliğe, hukuka, çiftçiye ayrılan paradan daha fazlası garanti ödemeli yatırımlara girecektir. Bu ödemelerin 2028 yılında 150 milyara ulaşması ve üç yıl içerisinde sadece 370 milyar lira olarak görünmesi ciddi bir sorundur” dedi.

Bu ödemelerin vatandaşın vergisinden karşılandığını belirten Ekmen, “‘Cari transferler’ kalemi altında yer alan bu dev ödemeler, vatandaşın vergilerinden karşılanıyor. Bunun sonucunda bütçemiz; sosyal politika, eğitim veya sağlık gibi alanlara aktarılmak yerine bizzat bu ödemelerde tüketiliyor. Köprülerden havaalanlarına, limanlardan Kanal İstanbul’a kadar birçok projede karşımıza çıkan garanti ödemeli uygulamalarda bir başka sorun da mevcut: Bu projelerin tamamının hukuk süreçleri Londra’daki tahkim mahkemelerine bağlanmış durumda. Geçen haftalarda oto galericilerden ve emlakçılardan yıllık ek ödenek alındı. Peki, bütçeden bu projelere ayıracağımız 101 milyar lira ödenek söz konusu olduğunda, Türk müteahhitlerinden herhangi biri masaya çağrılıp projedeki alacağından feragat etmesi teklif edilmiş midir? Bütçemizin ana kaynağı bu projelere harcanırken, oto galericilerden ve emlakçılardan alacağımız ödenekle bu açığın kapatılması mümkün değildir. Müteahhitlerin elde ettiği kar gelirleri işte tam da bu noktada dikkat çekici hale gelmektedir” diyerek eleştirdi.

Ekmen, fedakarlık yapması gerekenin vatandaşlar değil müteahhitler olduğunu vurgulayarak, “Bütçemizin asıl kaynağı bu alanlara aktarılırken, ortaya çıkan açığın oto galericilerden ya da emlakçılardan alınacak ödeneklerle kapatılması mümkün değildir. Yapılması gereken, bu müteahhitleri masaya çağırarak kalan ödemelerden fedakarlık istenmesidir” açıklamasında bulundu.