Cuma günü Cannes film festivalinde bir basın toplantısı düzenleyen Coppola, "Amerika'da, cumhuriyetimizde, demokrasimizde yaşananlar, Roma'nın binlerce yıl önce cumhuriyetini nasıl kaybettiğinin aynısıdır. Politikalarımız bizi cumhuriyetimizi kaybedebileceğimiz bir noktaya getirdi.

Amerika, Roma cumhuriyetinin fikirleri üzerine kuruldu. Biz bir kral istemedik, Roma da bir kral istemedi, bu yüzden Senato, Roma hukuku ve bizim benimsediğimiz her şeyle birlikte cumhuriyet adında yeni bir yönetim biçimi icat ettiler."

Perşembe gecesi Cannes'da prömiyeri yapılan Megalopolis, MÖ 63'te Roma cumhuriyetinin kurallarını devirmek için kurulan Catiline komplosundan ilham alıyor ve geleceğin New York benzeri bir metropolünde geçiyor.

85 yaşındaki deneyimli yönetmen tutku haline getirdiği projesini ilk kez 1980'lerde geliştirmeye başlamış olsa da, bu benzetmenin ancak son yıllarda daha anlamlı hale geldiğini söyledi.

"Hissettiğim şey modern Amerika'da geçen bir Roma destanı yapmaktı ve günümüz siyasetinin bunu bu kadar anlamlı kılacağını hiç düşünmemiştim." diye konuştu.

Modern demokrasinin unsurlarına sahip olan Roma Cumhuriyeti, son yıllarında ekonomik sorunlara, yolsuzluğa ve Julius Caesar'ın diktatör olarak yükselişine yenik düştü.

Apocalypse Now, The Conversation ve The Godfather filmlerinin yapımcısı, sadece ABD'de değil tüm dünyada "daha neo-sağ, hatta faşist geleneğe doğru" bir eğilim gözlemlediğini söyledi ve "bu korkutucu, çünkü ... İkinci Dünya Savaşı sırasında hayatta olan herkes yaşanan dehşeti gördü ve bunun tekrarlanmasını istemiyoruz" dedi.